Osmanlı'dan Bir Tat: Demirhindi Şerbeti

, , 2 comments

Bursa'yı bilenler bilir; Uludağ'ın eteklerineden şehri seyretmesi bir başkadır. Hele akşamsa şehrin ışıkları yangın yeri gibi alev alev yanar. İşte arkadaşlarla birlikte Bursa'yı seyretmek için tesadüfen çıktığımız bir yerde 'Hünkar Köşkü' idi. Birkaç padişahın ve Atatürk'ün Bursa'ya geldiğinde konakladığı, ovayı ve şehri kucaklayan bir mekan. Gerçektende padişahlara layık. Aslında 'yediğin içitiğin senin olsun gördüklerini anlat' derler ama ben tam tersini yapıp, gezip gördüğümü bırakıp orada bana ikram edilen "Demirhindi Şerbeti'ni" anlatacağım.



Henüz meşrubat ve limonata çağı açılmamışken Osmanlı'da şerbetler altın çağını yaşıyordu. Her meyvenin ve hatta meyveleri karıştırıp farklı tatların şerbetleri yapılıyordu. Osmanlı'nın ünlü şerbetleri şöyle sıralanıyor: Demirhindi, Vişne Şerbeti, Kayısı Şerbeti, Meyan kökü, Şıra, Hurma suyu vs. Şerbetler yazın hararetini aldığı için özellikle tercih ediliyordu. Gelgelelim bu şerbetler arasında diğerlerine bir kulaç boyu fark atan Demirhindiye..


Geçmişte 'Temr-i Hindi'(arapça) denilen, batılıların 'tamarin' dediği Demirhindi, şerbetin ana maddesi. Bizde ise adı Hint Hurması. Yan tarafta resmi bulunan ve Hindistandan getirlen bu hurma ile 41 çeşit baharatın karıştırılıp kaynatılarak yapılan bu şerbet tadabildiğim kadarıyla hafif mayhoş, fakat çok leziz. Şifalı olduğu ve insana enerji verdiği de unutulmamalı. Özellikle hararetimizin tavan yaptığı şu yaz mevsiminde, enerji kaybedip takatsiz düştüğümüz şu ramazan günlerinde tam da zamanı dediğim bir şerbet. En azından farklı bir tat, tavsiye ederim.

2 yorum:

m d dedi ki...

Ehem simdi nasil desem bilmiyorum ki :)
Olurda bir gun zengin olursam diyor ya sevgili Ferdi Tayfur, e ben de olur da bir gun Bursa'da olursam .. he olur mu :)

H.K dedi ki...
Bu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.