Şair bolluğu yaşanan memleketimizde gerçeği ile sahtesini ayırt etmemize vesile olacaktır...

Bir Ki Deneme
zar tutuyorsun ey hayat bu kaçıncı sevgili
yanlış ata oynamışım gözlerim öyle dedi.
pır pır diye ses çıkardı yürürken yüreğimden
denizleri sulardım tozmasın diye deniz
sporu çok severdim çiçeğe yem vermeyi
kuşlara binerdim ve kaçardım basından
bak buraya yazıyorum diye milyar kelimeyi
ziyan eden de bendim hem de hiç sıkılmadan.
güzeldim de galiba bunu nasıl söylesem:
eline sağlık Tanrım leyla çok güzel olmuş
Tanrım eline sağlık dünya da çok güzel olmuş
keşke biraz ölmesem.
İbrahim Tenekeci
Şiirden medet uman birisi olarak, şiirin, o eski şaşalı günlerinde olmadığının da farkındayım. Ama bu modern çağda bile şiirin, bizlere birer sığınak, makinelerden,motorlardan,gökdelenlerden kaçıp sığınabileceğimiz birer mağara olduğuna inanıyorum. İyi bir şair tavsiye etmişti bana; herkesin şu aceleci sağanaklardan kaçıp sığınabileceği bir mağarası olması lazım diye... Bir manayı ifade etme aslında bu. Bir ses olabilir, bir ibadethane ya da, bir maşuk kimbilir, gökkuşaklarının altı veya... İşte bendekide şiir desem abartmış olmam.
Modern ve acımasız sağanakları şiir okuyarak bertaraf eden bir yanım var. Yola koyulduğumdan beri bu böyle. Bazen şiir, gerçek ile arama perde olsa bile bu perdelenme bile hoşuma gidiyor. Aldanışta değil elbet ama belki bilerek lades. Herneyse adı işte... Fazla da kelam edip şiirin meydanını işgal etmemek gerek. Buyrun efendim:
SEVDAN BENİ
Terketmedi sevdan beni,
Aç kaldım, susuz kaldım,
Hayın, karanlıktı gece,
Can garip, can suskun,
Can paramparça...
Ve ellerim, kelepçede,
Tütünsüz, uykusuz kaldım,
Terketmedi sevdan beni...
AHMET ARİF
0 yorum:
Yorum Gönder