Türkiye'de gündelik yaşamdan bir parçadır çalınan çeşmeler. Büyük şehirlerde, özellikle İstanbul'da dolaşırken o gölgelikleriyle birlikte dört köşeli küçük bir ev görünümündeki tarihi çeşmelerin susuz kalmışlığını, musluklarının çalınmışlığını fark etmişsinizdir. Hatta bu ayıbı kendimiz bile kanıksamışızdır. Belki mahalle halkı/belediye görevlileri kaç defa yenisini koymuşlardır çalınan çeşmelerin ama ne fayda, hırsıza insaf ne gerek. Çeşmelerin susuzluğu başka bahis ben muslukları çalınan çeşmelerden bahsediyorum. Ya da hırsızlar çalmasın diye bir garip demirle duvarına sabitlenen musluklardan. Daha geçen babam haberini getirdi, aşağı mahalledeki caminin çeşmelerine dadanmış hırsızlar. Söküp götürmüşler. El insaf!
Eğer duyduklarım bu kadar olsaydı sizi telaşa vermez, ortalığı germezdim. Gelin görünki, çalınan çeşmelerden sonra hırsızların dadandığı bu ikinci şeyi duyunca kendimi tutamayıp yazıverdim.

2 yorum:
Ntv'nin yesil ekraninda tarihi yerlere giderek ordaki tarihi anlatan bir program var. Denk geldi bir gun izlerken adam anlatiyor su kadar onemli sunlar tarafindan bu nedenle yaptirildi.. felan. En son ekledi ama ne kadar sahip cikmisiz. Uzerlerine Asli & Harun gibi spreylerle yazi yazmislar. Eh anasini ya, nasil bir milletiz, nasil bir devletiz ..
Sevgili md, bayram sevincini gönüllerinizde dolu dolu yaşamanız diliyor, Ramazan bayramınızı en içten dilkelerimle kutluyorum...
Yorum Gönder