Çanakkale Zaferi`nin 97. yılının kutlama etkinlikleri çerçevesinde Bursa`ya Yavuz Bülent Bakiler gelecek dediler. Gittim, dinledim ve sizler için aktarıyorum.76 yaşında olmasına rağmen beklediğimden daha iyi bir performans sergiledi. Kesintisiz ve duraksamaksızın tam tamına 2 saat konuştu. Hitabet üstadı olduğu öylesine aşikar ki; çıkışta görüştüğüm herkes vaktin nasıl bu kadar hızlı geçebildiğini konuşuyordu. Yavuz Bülent Bakiler konuşmaya başlamadan önce enfes bir ney ziyafeti çektik. İsmini unuttuğum için beni bagışlasın, iyi bir ney üstadı 'Yemen Türküsü' ve 'Çanakkale Türküsü'nü neyiyle çok enfes şekilde üfledi.
Yazıyı kaleme almamdaki asıl sebebe gelince Koca Ermiş'in zamanımızın Dede Korkut'unun 76 yıldan damıtıp, heybesine koyup bize sundukları...
- Konuşmaya bir nasihatle başladi. Başından geçen bir hadiseyi(1) anlatıp: 'Lütfen ölülerinizi gavurlar gibi borazan çalıpp yad etmeyin. Müslüman gibi fatiha okuyun ve rahmet okuyun. Size nasihatim böyle programlarda şu borozanı çalmayın. Ben böyle durumlara maruz kaldıgımda içimden hep fatihalar okuyorum şehitlerimize..
- Çanakkale Savaşı'nın kaderini degiştiren Koca Seyyit'e biz sahip çıkmadık. Dağdan odun taşıyıp, kömür yapıp satarak geçimini sağlamaya çalisti ve erken yaşta bu dünyadan göçtü.
- Çanakkale Deniz Savaşları'nda Mustafa Kemal Atatürk'ün bir tesiri yoktur. Savasin tamamını Mustafa Kemal'e mal etmek en azından orada savaşmış komutanlara haksızlık olur. Kara Savaşlarında ise Mustafa Kemal'in tesiri elbette vardır..
- İçinizde oğretmenler varsa lütfen; geçmisimizi, Osmaliyi çocuklara kötülemeyin. Hatası eksigi olan padişahlar elbette vardır. Benim öğretmenim sayesinde biz Abdulmecit'in ülkeyi beş çuval altına sattığına inanır ve hep küfrederdik. Ta ki gerçegi öğrenene kadar bu böyle gitti..
Bu millet İstiklal Marşı'nın yazarı Mehmet Akif'e de sahip çikmamıştır. Ömrünün uzun yıllarını Mısır'da geçiren, ordaki üniversite de Türkçe dersleri vererek iaşesini sağlayan Akif, ölümüne yakın Türkiye'ye dönmüş ve burda vefat etmiştir. Mehmet Akif'e sahip çikmamak Çanakkale Ruhuna sahip çıkmamaktır...
(1) Ahmet Kutsi Tecer ölümünden bir kaç ay evvel Ankara'da Yavuz Bülent Bakiler'i görünce yanına cağırıp 'Yavuz Bülent, bir Türk, müslüman doğuyor, Avrupalı kanunuyla evleniyor, Avrupalı kanununa göre ticaret yapıyor, hristiyan borazanıyla ölüyor. Sana vasiyet olsun ölürsem beni bir müslüman gibi defnet.´ Bu olaydan birkaç ay sonra Ahmet Kutsi vefat eder, Yavuz Bülent Bakiler´de tiyatrolardan sorumlu müdür olduğu için haber verirler. Gider Ankara´daki tiyatroya. Ahmet Kutsi'nin naaşi tiyatro sahnesinde ve konuşmaci konuşmasını bitirdikten sonra, katılımcıları naaşa saygıya davet eder. Katılımcılar sırasıyla naaş başına gelip ellerini önünde bağlayıp sessizce beklerler. Bu is, herkes bitene kadar devam eder. En sonunda ise olayı kenardan izleyen Yavuz Bulent Bakiler, yanına aldiği üç hizmetliyle naaş başına gidip ellerini açıp üç ihlas, bir fatiha okuduktan sonra tabutu camiye taşır cenaze namazını kıldırtır ve Ahmet Kutsi Tecer´in naaşını memleketine gönderir.
1 yorum:
ne güzel bir blog. yeni yazıları bekliyoruz.
Yorum Gönder