Bursa'nın En Güzeli: Deli Ayten

, , 2 comments
Bir zamanlar Bursa’da renk renk çantalarıyla, davulu ve cümbüşüyle dolaşan Bursa’nın simgelerinden bir insan…
Deli Ayten



Önce Menenjit Sonra Aşk Vurdu Onu
1935 yılında fakir bir Roman ailesinin çocuğu olarak dünyaya gelmiş Ayten. Küçük yaşında menenjit hastalığı geçirmiş.Genç kızlığa adım attığı 13-14 yaşlarında, aynı mahallede oturan ve kendisinden 5 yaş büyük “Cümbüş Hasan”a âşık olan Deli Ayten’in bu namı nasıl aldığı dilden dile dolaşırdı. Onu görenler derlerdi ki; ailesi sevdiğiyle evlenmesine izin vermemiş, Ayten de aklî dengesini yavaş yavaş yitirmiş. “Bu kız zaten garip, bir de bu alkoliğe varırsa nice olur hali” diye düşünüp, “hayır, Cümbüş Hasan'la evlenemezsin!” demişler Ayten'e. Bir doktorun “Ancak sevdiği kişiyle evlenirse düzelir” demesi üzerine ailesi, Ayten’i alkolik olan Cümbüş Hasan’la evlendirmek zorunda kalmış.


Evlendirilsin, evlendirilmesin; şiraze bir kere bozulmayadursun, tamiri zordur yeni halin.
Eski eskidir o zaman. Dillere destan bir düğünle evlendirilir Ayten. 1,5 yıl geçmez Cümbüş Hasan evini terk eder ve kendini içkiye verir, bir süre sonra da ölür.
Gel de dayan, gel de yanma..
Eşinin ölümüyle yıkılan Ayten de avare halde sokaklarda dolaşmaya başlayınca adı deliye çıkar. “Ayten Hanım buyurmaz mısınız?” diye, esnaf dükkânına davet edermiş Deli Ayten’i. Ayten alkışlar ve tezahüratlar arasında her seferinde başka bir dükkânda konaklar, oturur, çayını içer, sonra cümbüşünü alarak yürüyüşüne devam edermiş Bursa sokaklarında. Bunlar duyduklarım… Şehir efsanesi kabilinden…
Ama bir gün onu öyle bir halde gördüm ki… Cümbüş Hasan’la evlilik yıldönümüymüş meğer. En güzel elbisesini giymişti Deli Ayten. Kırmızı ruju da cabası… “Hasanım, Hasanım, neredesin sen?” Bu sözlerle Deli Ayten Bursa sokaklarında hem çalar, hem söyler, hem güler, hem ağlar, peşinde çocuklar, yanında diğer deliler, dolanıyordu.
Daha bugün olmuş gibi hatırlarım.
Siz hiç gönlünüzün şirazesi bozulup da sokak arşınladınız mı?
Bir omuzuna astığı çok sayıda rengarenk çantayla gezerek cümbüş ve davul çalan Deli Ayten, özellikle esnaf için bir dönemin simge isimlerinden biridir. Tarihî Kapalı Çarşı ve devamındaki Uzun Çarşı’da dükkanları dolaşarak bahşiş toplayan Deli Ayten, genellikle kendi halinde ve zararsız olmasına karşın kızdırıldığı zamanlarda saldırganlaşırdı. “Parlak Moruk”, gördüğü yakışıklılara taktığı lakaptı. Sadece bu lakabı söylemekle kalmaz, o devrin delikanlılarından yanak alırdı.
Arkadaşlarım şöyle takılırdı ona: İngilizce sayma sayılarını söylerler ve “eight nine ten-deli ayten” demelerinden sonra, bizim garip köpürürdü.
12 Mart 1992 günü Kızyakup Mahallesi’ndeki garip kulübesinde ölü bulunur bizim Ayten. Ahmet Dai Camii'nde kılınan cenaze namazından sonra Pınarbaşı mezarlığına defnedilir.


(Bu yazıyı ben yazmadım, Dünyabizim'den düzenleyerek aldım. Fakat ben de Bursalıyım ve Deli Ayten'in namını küçüklüğümde çok işitmişimdir. Bizzat gördüm mü hatırlamıyorum ama zihnimde canlı bir resmi yer etmiş gibi. Sanırım Bursa sokaklarında gezerken karşılamışlımığımızda var.)

2 yorum:

m d dedi ki...

Bana da sanki tanidikmis gibi geldi ama olum tarihine bakinca yok canim sen de de dedim yani kendime bir yandan. Bi de Alper Tunga Ayten var di bunun gibi bir kisiye degil tum ogrencilerine asikti, oyle degil mi aga: )

necati kartal dedi ki...

yazının giriş bölümü ile defnedildiğibölümü bana ait. BURSA hakimiyet gazetesinde 2002 yılındaki yazım. Necati KARTAL