SAHNE1: İKİ KANKA HAMBURGERCİDE KUYRUK BEKLERKEN MUHABBETE DALAR


Kanka-1(Obama): Kanka malum devletimiz büyük bir ekonomik krize girdi. Yabancı devlet adamlarına yapılan masrafların çok gereksiz olduğuna karar verdik ve ilk iş olarak kamu harcamalarını kıstık. Sana öğlen yemeği olarak bir hamburger ısmarlayabilirim. O da cebimden ha! Michelle duysa kızar ama senin için değer kanka.
Kanka-2(Medvedev): Ben demiştim kanka bizim Putin'e. Bu Obama siyah miyah ama çok kıyak bi adam diye. Bak cebinden ödüyon ya! Çok duygulandım Allahıma. Hamburgeri zaten ben çok severim ya. Biliyon mu biz de bu kominizmi yıkınca popüler kültür hesabına hamburgercileri serbest bıraktık. Bi görsen bizim rusçuklar öyle bir saldırdılar ki hamburgercilere. İpini koparmış dana gibi maşallah. Anlayacağın severim ben bu hamurgeri senden iyi olmasın kanka.


Dört yıl aradan sonra ekran başına geçip şöyle bir "Dünya Kupası" keyfi yaparım diyenlerin bu sefer keyifleri pek yerinde değil. Maçların kalitesi için demiyorum tabiki. Maçlar her zamanki gibi son sürat ve oldukça heyecanlı geçiyor. Seyir zevkinde bir kusur yok ama kulak zevkinde mühim bir sıkıntı ortaya çıkmış durumda. NE hakemin düdüğü ne de taraftar marşları duyuluyor. Ortada sadece 90 dakika boyunca işkenceye dönüşerek kulaklarda biriken: “Güney Afrika zurnası” diye bilinen,VUVUZELA.

Yazımızda vuvuzelayı tanımaya çalışacağız.

Bir zamanlar Bursa’da renk renk çantalarıyla, davulu ve cümbüşüyle dolaşan Bursa’nın simgelerinden bir insan…
Deli Ayten



Önce Menenjit Sonra Aşk Vurdu Onu
1935 yılında fakir bir Roman ailesinin çocuğu olarak dünyaya gelmiş Ayten. Küçük yaşında menenjit hastalığı geçirmiş.Genç kızlığa adım attığı 13-14 yaşlarında, aynı mahallede oturan ve kendisinden 5 yaş büyük “Cümbüş Hasan”a âşık olan Deli Ayten’in bu namı nasıl aldığı dilden dile dolaşırdı. Onu görenler derlerdi ki; ailesi sevdiğiyle evlenmesine izin vermemiş, Ayten de aklî dengesini yavaş yavaş yitirmiş. “Bu kız zaten garip, bir de bu alkoliğe varırsa nice olur hali” diye düşünüp, “hayır, Cümbüş Hasan'la evlenemezsin!” demişler Ayten'e. Bir doktorun “Ancak sevdiği kişiyle evlenirse düzelir” demesi üzerine ailesi, Ayten’i alkolik olan Cümbüş Hasan’la evlendirmek zorunda kalmış.