İzmir'de askerdeyken bir komutanım Sun Tzu'nun yazdığı bu kitaptan bahsetmişti. Daha yeni inceleme fırsatım oldu. Zannettiğimden de etkili bir kitapmış. Sadece savaş alanında değil hayatın birçok alanında -ticaret, yönetim vs- kullanabileceğimiz öğretileri barındıran bir kitapmış. Şu karara vardım: Çinli komutan ve felsefeci Sun Tzu'nun Taocu felsefeden etkilenerek yazdığı bu kitap; hayatı bir mücadeleye benzetip, bu mücadeleden muzaffer olarak çıkmanın yollarını gösteriyor.

Çok az kitaba nasip olabilecek bir ünü var. Tarihteki adını duyduğumuz en ünlü komutanlar M.Ö. 6. y.y'da yazılmış olan bu kitapları okumuş savaşlarda taktiklerini kullanmış ve hala da askeri okullarda okutuluyor.

Sona gelirken ekleyeyim, Çinli iş adamları bu kitabı baş ucu kitabı olarak kullanıyorlarmış. Belli! Dünyadaki ticaret pastasından en büyük payı almak kolay olmasa gerek. Sanatın klavuzluğu da önemli. Kitaptan satırbaşı olabilecek cümleler ise şunlar:


Bugün ilkokul birinci sınıfa giden öğrencilerime özel ismi anlattım. Her konuda olduğu gibi anlattıktan sonra konu hakkında örnekler istedim kendilerinden. Önce insan isimleri, sonra şehir ve sonra ülke. Her bir öğrenci çok alışık olduğumuz isimleri, illeri, ülkeleri örneklediler. Biri hariç. Süleyman!

Parmak kaldırıp Finlandiya dedi. Birinci sınıf öğrencisinden henüz beklemediğim bir cevap. Bu cevabı vermesinin bir nedeni olmalıydı. Üstelik bu Süleyman ise daha da enteresanlaşmaya meyledebilir. Çünkü ben bir seferinde Süleyman’ın verdiği cevabı beğenip “Süleyman verdiğin cevaplar çok iyi, seni verdiğin bu cevaplardan dolayı çok seviyorum” dediğimde yanındaki arkadaşına dönüp: Öğretmen bana aşık oldu(!) demişti.

RUANDA
Bahsi geçen ülke Ruanda. 100 günde 1 milyon insanın katledildiği yer. Yakın tarihimizin en büyük soykırımı. Yıl 1994 Nisan. Buna elinde imkan varken seyirci kalan ise bu soykırımı tek kelimeyle tertip eden Batının sömürgeci devlet adamları. Başlıktaki cümleyi sardeden kişi ise Fransa Eski Cumhurbaşkanı François Mitterrand.

Yanda resmi olan bu amcanın mezarında kemikleri sızlıyor mudur bilmem ama azabının şiddetli olduğu kesin. Nedenine gelince: google'a "ruanda" yazıp aramanız yeterli olacak. Karşınıza çıkacak fotoğraflara bakamayacağınıza bile eminim.
Suçlu yani elinde baltasıyla insna avına çıkan kişi yanda fotoğrafı bulunan kişi değil elbet, tabi soykırımı önemsiz görmek, ülkede bulunan BM askerlerini geri çekmek ve BM'ye yardım göndermemesi için baskı yapmak suç sayılmazsa. Elbet bir de ülkede yaşanan soykırımın nedenlerini öğrenince (Soykırımın nedeni Belçika'nın bu ülkeyi kolay yönetebilmek için uyguladığı "yapay ırksal ayrımcılık" ile Tutsi ve Hutu'ları birbirine düşürmesi.) insanın öfkesi katlanıyor.

İbrahim Tenekeci'yi tanımanızı isterdim. Bir şairin şiirlerini, bir yazarın kitaplarını okumak onunla tanışmak değil mi? Neden tanışalım bu şairle dediğinizi duyar gibiyim? Sadece tek bir neden size: ´ey aşk, yaptığını beğendin mi / yetimler gibiyim ziyafetten aç dönen´ ya da aşağıdaki şiirin son kısmını tekrar okuyun "şair olarak ne denli güçlü bir hissedişi"i olduğunu fark edeceksiniz.

Şair bolluğu yaşanan memleketimizde gerçeği ile sahtesini ayırt etmemize vesile olacaktır...


Bir Ki Deneme
zar tutuyorsun ey hayat bu kaçıncı sevgili
yanlış ata oynamışım gözlerim öyle dedi.

pır pır diye ses çıkardı yürürken yüreğimden
denizleri sulardım tozmasın diye deniz
sporu çok severdim çiçeğe yem vermeyi
kuşlara binerdim ve kaçardım basından
bak buraya yazıyorum diye milyar kelimeyi
ziyan eden de bendim hem de hiç sıkılmadan.

güzeldim de galiba bunu nasıl söylesem:
eline sağlık Tanrım leyla çok güzel olmuş
Tanrım eline sağlık dünya da çok güzel olmuş
keşke biraz ölmesem.

İbrahim Tenekeci